çok iyi

Turkish-English Translation

  1. great
  2. excellent
  3. wonderful
  4. marvellous
  5. Adverb remarkably
  6. famously
  7. topping
  8. out of this world
  9. very good
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bravo ! çok iyi
hear hear !
çok iyi ağarlamak
to do proud Verb
çok iyi anlaşmak
to get on like a house on fire Verb
Çok iyi anlıyorum.
I can imagine. Sentence
çok iyi bilmek
at one's finger tips
çok iyi bilmek
to be well aware Verb
çok iyi bir düzen içinde bulunmak
to be in an apple-pie order Verb
çok iyi bir Hıristiyan olarak nam bırakarak ölmek
to die in the odor of sanctity Verb
çok iyi bir mevki sahibi olmak
to have first-rate position Verb
çok iyi bir mevkii sahibi olmak
to have first-rate position Verb
çok iyi çalışan
acute
çok iyi derecede
remarkably Adverb
çok iyi durum da
in excellent condition
çok iyi durumda
in first-rate order
çok iyi durumda
best conditioned
çok iyi durumda
perfect condition
çok iyi durumda
in excellent condition
Çok iyi düşündün.
Good thinking.
Çok iyi düşünmüşsün.
Good thinking.
çok iyi düzen içinde bulunmak
to be in apple-pie order Verb
Çok iyi görünüyorsun!
Look at you!
çok iyi iş
top- notch job
çok iyi iş yapmak
to carry on a roaring trade Verb
çok iyi iş yapmak
to drive a roaring trade Verb
çok iyi işitme duyusu olmak
to have a keen sense of hearing Verb
çok iyi kalite şarap
vintage wine
çok iyi koca olmak
to make an excellent husband Verb
çok iyi mevki sahibi olmak
to have a first-rate position Verb
çok iyi okumak
to make excellent reading Verb
çok iyi olmak
to come into your own Verb
çok iyi piyasa bilgisi
perfect knowledge of a market
çok iyi referanslar
first class references Noun
çok iyi sanatçı
no mean artist
çok iyi satış yapan satış mümessili
star (top) salesman
çok iyi şehir
no mean city
çok iyi ürün
heavy crop
çok iyi yiyip içmek
to get outside of a good dinner Verb
çok iyi; müthiş; acayip; o biçim; süper
funky
(toprak) çok iyi durumda
in good heart
bir davayı çok iyi bilmek
to know the rights of a case Verb
bir konuyu çok iyi bilmek
to feel perfectly at home on a subject Verb
bir şeyi çok iyi becerme
like nobody's business
bir şeyi çok iyi bilmek
to know something perfectly Verb
bir şeyi çok iyi bilmek
to have something at one's finger ends Verb
bir şeyi çok iyi bilmek
to have a perfect knowledge of sth Verb
biri hakkında çok iyi düşünmek
to have a high opinion of sb Verb
biri hakkında çok iyi izlenimleri olmak
to think highly of sb Verb
birini çok iyi tanımak
to know someone like a book Verb
birşeyi çok iyi bilmek
to know something backwards Verb
birşeyi çok iyi bilmek
to know something inside out Verb
birşeyin çok iyi olduğunu düşünmek
to be struck on something Verb
derslerini çok iyi öğrenmiş olmak
to have one's lessons perfect Verb
görüş şartlarının çok iyi olması
high visibility
iki şeyi birbirinden çok iyi ayırt etmek
to know a hawk from a handsaw Verb
işi çok iyi bilmek
to be well aware Verb
kendini çok iyi hissetmek
to feel on top of the world Verb
rolünü çok iyi oynamak
to letter- perfect in one's part Verb
sorumluluğunu çok iyi bilmek
to keep one's end up Verb
...'den çok daha iyi
streets ahead of ... Adjective
çok daha iyi yöntem
a trick worth two of it
kendini çok daha iyi hissetmek
to feel heaps better Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database